Doğaya Dönüş

Petrus, Paris’teki emlakçı dükkanını satarak Cudi eteklerine 2012’den itibaren 4.500 ağaç fidanı dikmiş. Fıstık, ceviz ve zeytin ağaçlarıyla beraber çeşitli meyve ağaçları da diken Petrus arıcılık da yapıyor.

Petrus, Paris’teki emlakçı dükkanını satarak Cudi eteklerine 2012’den itibaren 4.500 ağaç fidanı dikmiş. Fıstık, ceviz ve zeytin ağaçlarıyla beraber çeşitli meyve ağaçları da diken Petrus arıcılık da yapıyor.

Hatayi ormanda güneşte yanmış odunları topluyor

Neriman, köyde boşaltılmadan önce hayvancılık, bahçecilik, buğday ve tütün tarımının yapıldığını söylüyor. Buğday ekimi ve hayvancılık artık masraflı olduğu için yapılamadığından şimdilerde genellikle bahçecilik yapıyor.

Yaylalar hâlâ yasaklı olduğu için küçükbaş hayvancılık yapılamıyor. Önceden köylerin 4 sürüsü vardı ve her biri en az 900 hayvandan oluşuyordu. Şimdi ise sadece az sayıda büyükbaş hayvan var. Çünkü berîye gitmek artık eskisi gibi güvenli değil.

Hatayi 2016 yılında öğretmenlik görevinden 675 sayılı KHK ile ihraç edilince abisiyle birlikte anne ve babasının köyü olan Zimek’e yerleşmiş ve bir aile geleneği olarak gördüğü arıcılığı sürdürüyor.

Tunceli Pülümür Merkez Mahallesi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi başkanlığı da yapan Hatayi, balıyla meşhur Pülümür’de daha kaliteli ve organik bal üreterek hem üretici hem de tüketicinin güvende kalmasını amaçladıklarını belirtiyor.

Ailesinin Gevaş’tan İstanbul’a ekonomik nedenlerle taşındığını fakat hiçbir zaman oraya alışamadığını Kübra, Gevaş’a geri dönerek yeni bir yaşam kurmayı deniyor.

Hassana köyü 1994’te yakılmış ve köylüler Avrupa’ya yerleşmiş. Eliş, köyün yeniden Asuri Süryani kimliğine kavuşması ve köklerini kaybetmemesi için yaz kış köyde yalnız başına yaşıyor.

Aysel yasaklı olduğu için köylünün hayvanlarını götüremediği yaylaya doğru gidiyor. Yayla yolu, köylülerin yoğun çabalarına rağmen yapılmazken 2011’de dağlara 3G’nin götürülmesi nedeniyle yolun büyük kısmı yapılmış.

Neriman, amcasının oğlu Kendal’in yıkılmış olan evlerinin önünde çektirmiş olduğu fotoğrafı tutuyor.

Aysel ile Ayşe, 2008 yılında kurulan Kavar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin de üyeleri.

Aysel ile Ayşe, 2008 yılında kurulan Kavar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin de üyeleri.

Aysel ile Ayşe, 2008 yılında kurulan Kavar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin de üyeleri.

Aysel evinin bahçesinde salatalık topluyor.

Kübra fasulye toplama sırasında dinleniyor

Elif İstanbul’dan Gevaş’a gelerek çevre köylerden topladıkları yerli/atalık fasulye tohumlarını doğal gübre kullanarak ekiyor.

Neriman ile oğlu Kendal mezarlıkta dinleniyor.

Köyün üzerine Kömür Ocakları İşletmeleri kurulunca mezarlar da hafriyat altında kalmış. Köyün şimdi Paris’te olan sakinleri gelip mezarları kendi imkanları ile çıkartarak yeniden mezarlık yapmışlar.

Hikaye Hakkında

Türkiye'de 90'lı yıllarda köylerinden göç etmek zorunda kalan ve şimdi tahrip edilen alanlarda yerel tohumlarla tarım, hayvancılık, arıcılık yapma ve yakılan bölgeleri ağaçlandırma amacıyla geri dönen Kürt, Alevi, Keldani ve Süryanilerin hikayelerine odaklanıyor. 

90'lı yıllarda köylerin boşaltılması, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundaki ekolojik yıkımı hızlandırdığı gibi kültürel ve sosyoekonomik travmalar da yarattı. 

Kentlerde kapitalist alışkanlıkların insanlarda yarattığı sonu gelmez tüketim döngüsü an be an yaşamı sönümlendirirken savaş süreçlerinin yaratmış olduğu psikolojik tahribat, temiz gıdaya ulaşamamak, ekonomik sıkıntılar da tahribatın boyutunu arttırmaktadır. Tarımda kullanılan kimyasal ilaçlar nedeniyle temiz gıdaya ulaşmak ciddi bir sorun teşkil etmekte, su kaynaklarının akıbeti belirsizlik taşımakta, bir çok canlı türü yok oluş tehdidi altındayken ve ekosisteminin sistem olan varlığının aldığı zarar telafisi imkansız sonuçlara doğru hızla ilerlerken çözüm yolları arayışını arttıranlar da var. 

'Doğaya Dönüş', sadece kendileri için değil, gelecek için de umut ve dirayet taşıyan bu insanların hikayelerinde kök salan yeni mücadele alanlarını anlama ve anlatma çabasıdır.

Evin bahçesinde köylerden topladığı yerel tohumla fasulye (lubî) ekimi ve satışı yapan Elif ve Kübra’nın;

1938 ve 1994’te iki defa boşaltılan köylerine ihraç olduktan sonra ailesi gibi arıcılık yapmak için dönen Hatayi’nin;

 1915 ve 1994’te boşaltılan köylerine Paris’teki emlak dükkanını satarak tek başına gelen, yakılmış Cudi’nin eteklerine 4.500 fidan dikerek yeniden ormanlaştırmaya çalışan, türlü engellere rağmen yılmayan Petrus’un ve O’nun gibi ailesini Avrupa’da bırakmış “Belki bir gün çocuklarım da gelir, buraları unutmaz” umuduyla tek başına dönüş yapan Süryani Eliş’in;

Şehir hayatına tahammül edemediğini farkedip yakılmış yıkılmış evinin üstüne kurduğu çadırda yaşayan Yaşar’ın;

 bir kooperatif kurarak kimyasal ilaç kullanmadan, mümkün olduğunca yerel tohum kullanarak ve bir dayanışma ağı oluşturarak Kavar’da yaşamı yeniden kuran ailelerin hikayesi gibi…

@Fatma ÇELİK